Haftanın ilk günü ancak bu kadar kötü geçebilirdi heralde bir Fenerbahçeli için. 2-0 dan kendi sahanda, hem de son 5 dakikaya kadar önde götürdüğün bir maçı kaybetmek. Maç sonu farklı taraftar manzaraları. Bu aciz mağlubiyeti saatlerce içine sinderemeyenler, 2 dakika sonra unutup eğlencesine bakanlar, hiç umursamayanlar bile var. Sezon başında 55 lira olan biletler, genelde boş kalan karşı kale arkası (migros) tribünü, kaybolan ruh. Ta ki 22 liradan satılan Bursaspor Kupa maçına kadar. Daha sonra sezon maçlarının da 22 lira olarak açıklanması, içimize dolan umut. Şampiyonluğu sırtlayacağımızı düşündük hepimiz, dolu tribünlerle. Yönetim görevini yaptı sıra taraftarda, bu fiyatlar bir samimiyet testi diyenler bile oldu, Fenerbahçe'nin halk olduğunu unutarak belki, ülkenin şartlarından bihabermiş gibi. Dün tribünler doldu diye üzülenler bile vardır muhakkak. Futbolcu yuhalamalar, teknik direktör yuhalamalar şampiyonluğa oynayan bir takımın taraftarının yapacağı iş değildir elbet. Ama böylesine eksiklerle dolu bir takıma takviye yapmamayı dünya çapındaki kulüpleri örnek göstererek, seçen sözde çağdaşlaşmış bir yönetimin işi de bu değildir. Bunu dillendirmekten çekinenler tabi ki sadece futbolcuları, teknik direktörleri veya taraftarları yuhalayabilir ya da kaleme alabilir. Camiaya dayatılan kopuk ve yanlış metodlarla uygulanan bir kurumsallaşma süreci, verilen ve tutulmayan sözler. Kim protesto edebilir? Gerçi gün protesto günü de değil, ama olduğu zamanlar da bile bunu yapabilecek bağımsız bir topluluk görebildiniz mi tribünlerde? Şampiyonluğa gidiyoruz, evet birlik olma günü bugün. Eksik olan, kulübesi yetersiz kalan takımımıza biz şimdi bütün olarak tribünlerden arka çıkmalı, orta sahanın tam göbeğinde oynamalıyız. Şampiyonluk gelecek hem de bu taraftarla gelecek. Takıma da inanın, tarafatara da inanın. Fenerbahçe ne zaman halka dönecek, güzel günler o zaman geri gelecek. Takımın yararına ne ise bu taraftar onu yapacak. Çünkü özü sözü bir, iyi Fenerbahçeliler de var bu camiada, iki yüzlü insanların olduğundan daha fazla.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Her seye katiliyorum lakin su takima takviye yapilmadigi icin tüm bunlarin basimiza geldigi yönündeki elestirileri veya degerlendirmeleri cok anlamiyorum...
Cünkü transfer yapilmis olsaydi da biz bu maclari kaybetmis olabilirdik. Bunu oynamis olmadan bilemeyiz ki, nasil olmayan bir sey olsaydi söyle olurdu kabulünden bu sonuclara varabiliyoruz?
İlla ki kaybedilebilir yine de ama bu takım öyle de eksikti zaten böyle de eksik olsun demek ayrı bir şey. O mantıktan bakarsak paf takımla mücadele etsek de bu pozisyonumuzu koruyabilirdik, oynamadan bilemeyiz ama hangisinin gerçekleşme olasılığının daha fazla olduğunun tahmininde bulunabiliriz heralde?
Yorum Gönder
Dikkat: Önce topa bas, etrafına şöyle bi bak, sonra topu ayağından çıkar.