Beyaz Fanilalılar

Eğer bu yolculuğu düz yazı kıvamında anlatırsam büyüsünün kaçıcağına inanıyorum, o yüzden satırbaşı ve beyit yöntemlerini kullanıcam. Bu arada, maçın devre arasında VIP localarındaki şarapların talan edilmesini kaçırmış olmam bile keyfime turp suyu sıkamamıştır, dipnot olarak ekleyeyim.

Ne € ne $ ne de başkası, istiyoruz Türk Lirası // İsmail’sin, abimizsin, ver bize viski parası. Düğün arabasının etrafını domine etmeye çalışan kopillere püskürtme çalışmalarımızı çevik kuvvet görse ağlardı. Dağılın lan o.ç !

Sulu şakalarımızın hedefi bu sefer Hakan Sert Götü Yumuşak’tı. Kendisinin de takdir ettiği onlarca bestenin ve dahi sloganın hedefi olup bunu vakur bir şekilde karşılamak kolay değil. Havuzuna sokmazsan bizi, altına havlu sererler böyle haha. Andaç, sikin gözüküyor ; Hakan tahrik oluyor // Emmek istiyor, yutmak istiyor ; Hakan yarrak istiyor.

Bu yolculuk bize öğretmiştir ki, Burçay bize tanrı tarafından bahşedilen kutsal bir varlıktır. Kendisini her sabah taze portakal suyuyla beslemek icap eder. Cimri Andaç ve Tekinsiz Buğra ile çıkacağı evdeki her tartışmada kendisini destekleyeceğimi bildiririm şimdiden.

Otelden hiçbir şey çalmadım, duşbaşı bile. Senin için İso.

-Ya birader, lafı dolandırmadan söyleyeyim: Konsomasyon istiyoruz. Celal olum paramız yok lan, nasıl vericez. – Karabük’e gelmişiz, sikişmeden mi dönelim. Haklısın kanka.

Ekrem kardeş, nefesimizi hissediyor musun ensende? Cumartesi tekneye bekleriz.

Beşiktaşlı doğan çocuk, orospu çocuğudur. // Hem anasını hem bacısını, sikeyim ecdadını.

Kronikleşen muhabbetler olarak İnanç’ın Mertkan’ı tribüne getirmiş olmasından, Çağlar’ın rulo çimlerinden, Celal’in iki bira içip dünyayı iki görmesinden, Buğra’nın bize koyduğu satışlardan bahsettik gene. Hedef Buğra: Diskoda her gördüğü kıza yazıyor, bir de yaşım küçük diyor ; Yaşın değil sikin küçük, yarrak değil sanki bir çük.

Üçlülerle, 0-0 ken dalelerle olmaz bu iş Beşiktaş. Bizim de bağıran taraftar sayımızı nasıl olacaksa artık artırmalıyız, yoksa bestelerin çeşitliliğinin ve yerindeliğinin anlamı kalmıyor ses az çıkınca.

Kuyu kebabı dediler, bize yalan söylediler. Levent’teki Gelik’te daha güzel yapıyorlar, gerçi asıl yerinde yemeliymişiz İso’nun dediğine göre ama maça yetişmemiz gerekiyordu kısmet artık.

Burak abi buraya yumruk havaya ! Emekli astsubayı vurmak isteyip, sonra onunla dans etmesi ne kadar kalbimizi kırsa da haha, yine de görmezden geldik. Düğün sonu damadın farklı farklı gruplardan arkadaşlarının aynı halaylarda aynı tezahüratlarda buluştuğunu görmek gurur vericiydi bizim için.

Canı isteyince, basıyor suyu !

Essien-Ballack-Lampard olmuş sana Ertu-İso-Ozan. Geçilir mi bu orta saha söyleyin.

Cuma akşamından başlamak üzere, nerdeyse 50 saati beraber geçirip en güzel bir abimizin düğününe gitmek, yol boyu içip şarkı söylemek, Fenerbahçe uğruna boğaz patlatmak, haklı kavgalara girmek, öndekilerin ne dediğini duymadan sadece güldüklerini görüp onlarla beraber manasızca gülmek, iyi ki böyle bir ortamda bulunuyorum diyebilmek gerçekten yaşanası duygular. Şanslıyız.

O ev, çok şeyler görücek...