Beyaz Fanilalılar

Halkın takımını, halkın içinde tutacağız.

Bize yine hasret var!

Dramatik bir şekilde kaçırılan şampiyonluk sonrasında bizler bu büyük şoku atlatmakla uğraşırken yaz boyunca, Aziz Yıldırım tarafından yapılan açıklamalarla şaçma sapan kıstaslarla olayı hazmedip teselli edilmeye çalısılıyordu camia ;

Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle


Yaz boyunca yapılmasını beklenenilen revizyonlar, yeni transferler hatta Christoph Daum'un görevinin başında olup olmayacağı karmaşası arasında. Fenerbahçe'nin büyüklüğüne yakışmayacak kadar küçültülüp Christoph Daum'un görevinden alınırken bile yapılan küçük ayak oyunları ile ne kadar planlı ve programlı bir şekilde hareket eden bir yönetim anlayışımız olduğunu her zamanki gibi apaçık ortaya seriyorlardı sayın başkan ve yönetim kurulu üyeleri.

Büyük bir çoğunluk tarafından sevilen ve takımın başında olması istenilen Aykut Kocaman'ın görevin başına tam anlamıyla geçmesiyle beraber, geç olmakla birlikte bir çok kişi tarafından sevilen, ortada hala yakalanan ve beklenen verimi sağlayan bir başarı olmasa dahi sempatik karşılanan oyuncularla birlikte yönetime karşı muhalif duran kişilerde bile bir set çekilmişti gerçek sorunlarla araya sadece Fenerbahçe adına.

Takımın sezon başladığından bu yana beklenen seviyeye ulaşamaması,avrupa kupalarına erken veda, büyük maçlarda istenilen sonuçların alınamaması ve Kadıköy dışında sürekli başka bir yapıya bürünülüp yaşanan puan kayıpları eleştirileri başta Aykut Kocaman olmak üzere teknik ekip ve futbolcular üzerinden yapılmasını sağlıyor bir yandanda doğal olarak.

Her ne olursa olsun Aykut Kocaman'ın iyi bir taktisyen olmadığından başlayan eleştirileride, Kendi sistemini oturtmaya çalışıp Fenerbahçe'nin geleceğini planlıyor diyenide görmek mümkün yaşadığımız bu sezonda ne hikmetse.

O yüzden biz gelelim asıl meseleye;

Takımın istenilen seviyeye ulaşacağını düşünen ve takımın şampiyonluğu göğüsleyeceğine inananlar gibi,diğer yandanda işlerin kötü gittiğini ve düzelmeyeceğini düşünen Fenerbahçe'lilerin olduğunu görüyoruz sürekli taraftar forumlarında,sosyal paylaşım sitelerinde yazılan çizelene göre.

Böyle bir ortamda sezon sonu oluşabilecek kötü bir sonla birlikte veya alınabilecek bir kaç mağlubiyetle birlikte, bileti kesilecek ve istifaya davet edilecek kişinin başarız ve yetersiz olduğu iddalarının ispatlanmış olduğu kabul edilmiş olsa dahi teknik ekip ve Aykut Kocaman olmaması gerektiğini bunun yıllardır yaşanan sorunlara hoca değişimiyle bir çözüm olabilecekmiş gibi bir havanın oluşturulmaya başlanması, hali hazırda yıllardır süre gelen onlarca hoca,yüzlerce futbolcu ve verilen büyük büyük sözlerin hesabının sorulmadığı bir ortamda çok karakterli bir hareket olmayacağını düşünmekteyim.

Fenerbahçe'liler ve Fenerbahçe tribünleri için geç kalınmış ama yapılması gereken tek şeyin;

Dün'de,bugün'de,yarın'da Aziz Yıldırım İSTİFA! olduğunun unutulmaya başlanmasının üzüntüsü içerisindeyim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bir şampiyonluk daha bizim yüzümüzden kaçmasın

Yorum Gönder

Dikkat: Önce topa bas, etrafına şöyle bi bak, sonra topu ayağından çıkar.


Lafa laf

Fanila Player'da Bu Hafta

Ruhumuz Hababam

Uzak Diyarlara Yolculuk

İsyan

Emniyet görevlilerinin kışkırtıcı tavrına,
Kulüp yöneticilerinin keyfi uygulamalarına,
Asgari ücretin 5 de 1'i (en ucuz tribün) bilet fiyatlarına,

Ya şimdi ses çıkartalım, ya da olanlara seyirci kalalım.

What's your goal?

okumuş adamlar olmamıza rağmen, istatistiklerin aksine, sosyologların holigan diye nitelendirdikleri bir sınıfın içinde yer alıyor olabiliriz. evet o pis çocuklardanız. burada teknik analizler yapmıyoruz, yapma gibi bir derdimiz hiç olmadı, olmayacak da. ama yine de o işi iyi yapan, en azından farklı söylem üretebilen nadir yayınları takip ediyoruz, belki ara ara kendimizce karalamaya da çalışıyoruz veya çalışırız orası ayrı. burada daha çok kendi değerlerimiz uğrunda, bildiğimiz gibi yazıyoruz. bulunduğumuz yer tribün olunca, edebi bir dil kullanma kaygısı duymadan, tribünün kendi dilini kullanarak dertlerimizi anlatıyoruz. olayımız bu.