Fenerbahçe resmi internet sitesi 2010-2011 sezonu kombine kart satışlarının 1 Nisan'dan itibaren başlayacağını duyurmuş. Eski yerinizi 30 Nisan'a kadar yeniletebiliyorsunuz, 3 Mayıs'tan itibaren ise satışlar herkese açık. Gelecek sezon için belirlenen kombine fiyatları, içinde bulunduğumuz sezonun kombine kartlarının fiyatlarıyla sanırım birebir aynı. Bu sezon düzeltme yapılan bilet fiyatları göz önüne alındığında da şöyle ortalama bir değerlendirme yapılabilir.
[devamı]
[devamı]
Bir derbi hazırlığı, tahmin edileceği üzerine eski zamanlardakinden çok daha farklı bir biçimde gerçekleşiyor. Sabahlamanın biçim değiştirdiği haliyle, 2 gün öncesinden başlayan koşuşturmada ilk hedef, zorlu şartlar altında bilet gişesine varıp olabildiğince bilet alabilmek. Ezile büzüle alabildiğimiz biletler, her sene olduğu gibi bu sene de hepimize yetecek sayıda değil elbette. Sonraki hedefimiz eksiklerimizi kapatmak oluyor, maç sabahına kadar stresli bir koşuşturma daha.
[devamı]
"Ali Sami Yen Stadı'nda Galatasaray-Fenerbahçe maçı için biletlerini alarak karşılaşmayı izleyecek olan taraftarlarımız, kesinlikle münferit olarak maçı izlemeye gideceklerdir. Biletleriyle maçı izlemeye gidecek taraftarlarımız, kesinlikle bozuk para, çakmak, yanıcı ve parlayıcı yasa dışı maddelerin yanı sıra, yüz maskesi, atkı, kaşkol gibi kıyafetleri üzerlerinde bulundurmayacaktır. Taraftarlarımızın rakip takım taraftarlarını tahrik edecek ve uygun olmayan davranışlardan kaçınmaları gerekmektedir."
[devamı]
Gaziantep bizden her sezon puan çalabilen ekiplerden birisi, bu takım bize ters geliyor dediğimiz cinsten. Sezonun ilk yarısında Antep'te oynadığımız maça 8'de 8 yaparak gitmeyi başarmıştık. Derbiye 1 kala, 9'da 9 neden olmasındı.
[devamı]

Her duyduğu şarkıyı-türküyü kendi tribününe mal eden, yeni çıkan her görsel şöleni ilk olarak kendinin yaptığını iddia eden arkadaşların gününü kutlar araklamalarına kaldıkları yerden devam etmelerini dileriz. Gaziantep'e Başkan olsana melodisini, kontradan çıkan her maçta söylenen laralaralaralay Koyduk mu melodisini, taraftara 12 numara ismini koymayı, 19.07 pardon 19.03'ü de dedeniz çıkarmıştı değil mi...
Evet bu bir özeleştiri yazısıdır, en nihayetinde yüz yüze bakan insanlarız ve söz verip yapmayınca ortamda çeşitli çirkin sıfatlara layık görülüyorsunuz. Misal Hakan'dan götveren sıfatını alabilir misiniz? Göt ister, hem de gerçek manasıyla. Andaç'ın 10 kuruş için kedi kesmeye meyilli bir yapıya sahip olduğunu bilip hayır ben 5 kuruş için de keserim diyen biri görmeden ben bugüne kadar. Örneklerle devam edersek; Celal'in yeni girdiği ortamlara cümleleriyle değil de uzun kollarıyla katkı yapmasını, Faruk'un boş zamanlarında reality showlarda alkış başlatıcısı olarak görev almasını, Buğra'nın 13 kere askerden dönen eniştesini İstanbul'u gezdirme bahanesiyle bizim programlara dahil olmama çabasını, Çağlar'ın BABAsının ESKİmiş rulo çimleri oğluna doğum gününde hediye etmesini, Fatih'in cumartesi günleri aslında çalışmadığını ve hafta boyu kokan bazı uzuvlarını mandalla balkona astığı için toplum içine çıkamadığını ve en önemlisi Mertkan'ın Kunta Mustafa'yla geceleri balık tutmasını hepimiz kanıksadık artık. Çok fazla özeleştiri yaptım sanırım, az ama öz oldu. Kimse az yazmasın bundan sonra, her 15 günde 1 yazı yazmayanı Gergerli'yle Diyarbakır deplasmanına gönderiyoruz. Maddi ve manevi külfeti gözünüzün önüne getirin ve bloga gereken ilgiyi gösterin.
[devamı]
Seni Fanilam Gibi Sevdim !
80'li yıllarda Fenerbahçe tribünleri
Kalemizde Ivançeviç var
Geri dörtlü çelikten duvar
Orta saha hepsi canavar
İleride Selçuk Yula var *
[devamı]
Kalemizde Ivançeviç var
Geri dörtlü çelikten duvar
Orta saha hepsi canavar
İleride Selçuk Yula var *
Ligde sona doğru yaklaşırken yönetim kurulumuzdan bir hamle daha. Kale arkası bilet fiyatlarının 22 liraya düşmesinden sonra boş olan tribünlerin nasıl tıklım tıklım dolabileceğini gördük. Demek ki maçlara olan ilginin azalmasının nedenini sadece takımın kötü gidişatına değil, aynı zamanda bilet fiyatları ile insanların kazançları arasındaki maddi uçurumun giderek açılmasından kaynaklandığını da kolaylıkla söyleyebiliriz.
[devamı]
Şampiyonluk iddiası Fenerbahçeliliğin gereğidir açıklamasıyla örtüşen tarihten bir not.
(90lı yılların ortası)
Kulübümüzün son zamanlarda maruz kaldığı haksızlıklar neticesinde ortak bir bildiri yayınlayan tribünlerimizin önde gelen grupları bir araya gelerek somut bir takım kararlar almıştır.
[devamı]
[devamı]
Fenerbahçe başkanlığı zordur, hayatının belli bölümlerinden feragat etmen gerekir aile falan filan… Her neyse buraya kadar olan kısmı herkes biliyor biz bir de diğer yönlerine bakalım.
[devamı]

İlk geldiği sene şampiyon yaptı, ikinci senesinde hem avrupa da hem ligde sonuna kadar gitti, şampiyonluk son anda kaçtı ama Fenerbahçe taraftarının hep özlemini duyduğu iyi futbolu, iyi mücadeleyi sahaya koydu, avrupada Fenerbahçe'nin yakaladığı en büyük başarıya imza attı, şampiyonlar liginde yarı final kılpayı kaçtı, taraftarın boynu ne İnter'e, Ne Sevilla'ya, Ne Chelsea'ye karşı eğilmedi. Allahım bitmesin bu rüya diye bağırıyorduk tribünde ama o rüya aslında Chelsea'ye elendiğimizde değil, Aziz Yıldırım Zico'nun kardeşine kafayı taktığında bitmiş. Şimdi Zico yok, inanılmaz bir disiplin içerisindeyiz, tercüman Samet kaleye şut atmıyor, favorilerini kulak memesi hizasında kesiyor.
Başlıkta yazan olması gereken. Aziz Yıldırım'ın bu hamlelerine gidip gelmelerinden alışığız, istifa kurumunun ırzına geçen bir insandır kendisi. Son kıvırması da bu şekilde olmuş, artık komik bile değil acınası bir durum.
[devamı]
1998'de Aziz Yıldırım 1 oy farkla Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı seçildi. 2 kere istifa etti geri döndü ve son kongrede tekrar başkanlığa seçilerek camiaya 3 sene üst üste şampiyonluk sözü verdi. Takımın şu anki gidişatı ve Aziz Yıldırım'ın "en çok Galatasaray şampiyonluğu gören Fenerbahçe başkanı" ünvanından yola çıkarak, futboldan çok iyi anladığını iddia eden Aziz Yıldırımın karnesine bir göz atalım istedim.
[devamı]
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)