Gaziantep bizden her sezon puan çalabilen ekiplerden birisi, bu takım bize ters geliyor dediğimiz cinsten. Sezonun ilk yarısında Antep'te oynadığımız maça 8'de 8 yaparak gitmeyi başarmıştık. Derbiye 1 kala, 9'da 9 neden olmasındı.
Bu heyecanla maça gitme kararı almıştık, 4-5 gün öncesinden. Ama Antep'e gidişim, 1 gün öncesinden şiddetli biçimde geçirdiğim grip yüzünden iptal olmuştu, ta ki yola çıkacağımız akşam minibüsten telefonlar gelene dek. Elden ele dolaşan telefonda aklımı çoktan çelmişlerdi bile, artık duramazdım evde, içim kıpır kıpır. Üste başa alınan kalın elbiseler, çantaya kağıt mendil stoğu, yanına tylol hot. Tam o dönem gündemi sıkça meşgul eden domuz gribi haberleri var, hem kendim hem de minibüs için tamamen bir tehdit sayılırım aslında. Ama kimsenin umrunda değil tabi, benim de değil her sene bu mevsim grip oluyorum zaten düşüncesiyle.
Antep'e vardığımızda baş ağrımın da olması sebebiyle, bizimkilerden uzakta sessiz bir yere oturdum tek başıma, halsizim hissediyorum. Maça dair hatırlayabildiğim çok az şey var. Mesela Gaziantep, River Plate modeli kırmızı zemine siyah çizgili formayla çıkmıştı. Bilincim gelgitler yaşıyor ama maçı takip ediyorum oturduğum yerden, edebildiğim kadar. Maçın başlarında Semih'le öne geçiyoruz, çok güzel bir kafa çakmıştı. Son dakikalarda yediğimiz iki golle sezonun ilk puan kaybını yaşamanın üzüntüsü, bir yandan da derbiye 9'da 9 ile çıkacak bir takımın ekstra baskı altında olabilceğini düşündüğümüzden kendimizi teselli ediyoruz, iyi oldu diye.
Bu hafta Kadıköy'de oynadığımız maçı yine teknik yorum yapabilecek kadar tribünden pek takip edebildiğim söylenemez. Ama tribünden şunu çok rahatlıkla söyleyebilirimki hala şampiyon takım havasında oynamıyoruz. Öne geçsek bile, her an kaybedebilecekmişiz gibi ya da geriye düştüğümüzde, çoktan kaybetmişiz gibi. Bu maçtan tek tesellimiz derbiye 3 puanın moraliyle çıkacak olmamız oldu.
Bu haftayı derbi havasına girebilmek adına video destekli eski görüntüler ile geçireceğimiz yüksek ihtimal. Ve yine her deplasmandaki derbi öncesi adettendir diyerek, "geliyoruz, ayık olun!"
Lafa laf
Fanila Player'da Bu Hafta
Yazı Arşivi
-
▼
2010
(75)
-
▼
Mart
(17)
- Kombine mi, Bilet mi?
- More than 1162
- Tek bir gol
- Sıçmak da Yassah mı Kurban
- Geliyoruz !
- Araklamacı Taraftarın 19.03'ü
- Peki peki anladık !
- Az Yazan İbneler
- Yönetim Bu Beste Senin Eserin
- Aklı Başına Gelen Yönetim
- Eski Zamanlardaki Gibi
- No comment
- Olay zaten bu !
- Fenerbahçe Başkanı
- Arthur Antunes Coimbra Zico
- Fenerbahçe başkanı sözünün arkasında durur, kıvırmaz.
- Toptan anlayan başkan 7. Galatasaray şampiyonluğun...
-
▼
Mart
(17)
Uzak Diyarlara Yolculuk
İsyan
Emniyet görevlilerinin kışkırtıcı tavrına,
Kulüp yöneticilerinin keyfi uygulamalarına,
Asgari ücretin 5 de 1'i (en ucuz tribün) bilet fiyatlarına,
Ya şimdi ses çıkartalım, ya da olanlara seyirci kalalım.
Kulüp yöneticilerinin keyfi uygulamalarına,
Asgari ücretin 5 de 1'i (en ucuz tribün) bilet fiyatlarına,
Ya şimdi ses çıkartalım, ya da olanlara seyirci kalalım.
What's your goal?
okumuş adamlar olmamıza rağmen, istatistiklerin aksine, sosyologların holigan diye nitelendirdikleri bir sınıfın içinde yer alıyor olabiliriz. evet o pis çocuklardanız. burada teknik analizler yapmıyoruz, yapma gibi bir derdimiz hiç olmadı, olmayacak da. ama yine de o işi iyi yapan, en azından farklı söylem üretebilen nadir yayınları takip ediyoruz, belki ara ara kendimizce karalamaya da çalışıyoruz veya çalışırız orası ayrı. burada daha çok kendi değerlerimiz uğrunda, bildiğimiz gibi yazıyoruz. bulunduğumuz yer tribün olunca, edebi bir dil kullanma kaygısı duymadan, tribünün kendi dilini kullanarak dertlerimizi anlatıyoruz. olayımız bu.
0 yorum:
Yorum Gönder
Dikkat: Önce topa bas, etrafına şöyle bi bak, sonra topu ayağından çıkar.